E, Beşiktaş da 2 şiir gibi gol attıktan sonra, elbet bu goller taraftara aittir..!
“Büyük Efendiler” kendi kafalarına göre uygun görüp, ceza verdiği için kadın ve çocuklarımızla birlikte Atatürk Olimpiyat Stadındayız..
“Mart kapıdan .baktırır kazma kürek yaktırır” sözü bu yıl itibariyle tarih olduğu için Mayıs kokulu bir akşam nazında seyrettik maçı..
Ben çok uzun zamandır Beşiktaş’ın bu kadar erken gol attığını görememiştim..
Veli Kavlak, Beşiktaş taraftarının “Veli Kavlak’ın askerleriyiz” sloganını hak ettiğini ispat edecek bir gol atınca “Bu akşam iyi geçecek” dedim..
Arkasından Motta’nın “atmazsan konuşmam seninle” diyerek ortaladığı topu Mustafa Pektemek “Atmazsam dedikodu çıkar” diyerek ağlara gönderdi!
E, ben rahatım şimdi..
Gerçi sonuç ne olursa olsun hep seveceksin takımını, aşk gibi vazgeçmeyeceksin!
Bu stada Beşiktaş’ı görmek için tam 79 kilometre yol geliyorum ya, 1 gün şikayet ettiysem kahrolayım, kahrolayım..!!
Mustafa Pektemek hava topunda Sonko ile çarpışınca kafası yarıldı..
O haldeyken sahada gösterdiği performans için her Beşiktaşlı gurur duymalıydı!
Kafasına sarılan bandajdan sızan kanı görememek mümkün değilken, Pekmetek, kafa toplarına çıkmaya cesaretle devam etti ya..
Ben ne diyeyim çocuk sana..
Hele ilk yarıda kan olan forma çıkartılıp yenisi giydirilirken formanın yakasının kesip Mustafa’ya giydirdi görevliler..
Tabii bu maç bir büyük kazanımı daha ortaya çıkardı!
Sezon başından beri doğru dürüst şans verilmeyen Pedro Franco, Beşiktaş’ın artık vazgeçilmez stoperidir.. Olmalıdır!
Pozisyonlarda tereyağından kıl çeker gibi aldı topları bu adam!
Bilic Agama ‘bazen şaşırıyorum’ diyordum ya..
Bu da onlardan biridir..
Bazen, ringe bir eli bağlı çıkan boksör gibi oluyor yaptığı tercihlerle…
Mesela bu gece, Holosko’ya nasıl tahammül etti acaba!
Attığı pasları zamanlama hatası rekoru kıran bir adamdı Holosko!
Bilic, kendi kendisine niye eziyet etti ki!?
Bu sorunun yanıtı ÖYSM’de bile yok(!)
Elbette, sezon başından beri başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmediği için Bilic Agama kızmıyorum, kızamıyorum..
Sadece serzenişte bulunuyorum..
Misal, neden Kerim’e de bu kadar şans vermez ki..
Oynamayan futbolcudan bi hayır gelmez Aga!
Unutma “İşleyen demir ışıldar”..
Kafasındaki bandaj defalarca değişen ve tam 3 forma değiştiren Mustafa Pektemek alkışlarla soyunma odasına giderken, Almeida sevgi gösterisiyle oyuna dahil oldu..
Ben yine çok rahattım..
Çünkü, 3-0 olsa bile 3-3 biten maçlar gördüğümüz için Beşiktaşlı hep “tetik” üstündedir!
Ama ben yine çok rahattım!
Neticede, maçın başından beri dört dörtlük oynayan Karaoğlan Atiba’nın 3. golü geldi..
Şimdi soruyorum size; “Ben rahat olmayayım da kim olsun..!?
Şu hakemleri yazmayayım diyorum ama gerçekten çaresiz bırakıyorlar adamı..
Gole giden Motto’ya sırtı ile müdahale eden kalecinin hareketi Kırmızı Kart değil miydi yani..
Hakem out verdi iyi mi..!!
Ya maç 0-0 olsaydı?
Yazık olmayacak mıydı Beşiktaş’a bir kere daha..
Bir örnek daha vermeliyim..
Akhisarlı oyuncu Jermaine Jones’a arkadan sert hareket yaptı.
Jones hiçbir şey yapmadığı halda hakem ikisine birden sarı kart gösterdi..
Neyse bu gece de bitti!
Gerçi tek taraflı bir maç oldu ya bu gece..
Şimdi gelelim hikayemizin özüne:
‘Şiir yazıldıkta sonra yazana değil, lazım olana aittir..’ dedik ya..
Şimdi onun hikayesini anlatayım..
Daha önce de anlatmıştım ama sanırım bir kez daha sırası geldi!
Savaş yıllarında İtalya’da bir postacı varmış..
Güzel mi güzel bir kadına aşıkmış..
Adam postacı ya, kadın yüz vermiyormuş..
O da Paplo Neruda’nın şiirlerine kendi yazmış gibi kadına okuyormuş..
Böylece kadını elde etmeye çalışıyormuş!
Bir gün biri, durumu fark etmiş.
“Bu şiirler senin değil ki” demiş..
Postacı gayet rahat şu yanıtı vermiş:
“Şiir yazıldıkta sonra yazana değil, lazım olana aittir..”
Sonuç itibariyle Beşiktaş’ın bu gece yazdığı 3 gollü bu şiir de taraftara aittir!!
Neyse OC bu gece de kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..